Ege Sürdürülebilir Çevre ve Kalkınma Derneği
Birinci Faaliyet Planları Bilgilendirmesi
Temmuz –Kasım 2015
Derneğimiz Ege Sürdürülebilir Çevre ve Kalkınma Derneği adını taşıyor. Çok yeni kurulduk ama kurucu üyelerimiz hem kamu hem de özel sektörde yıllarca deneyim kazanmış birikim yapmış kişilerden oluşuyor. İçimizde hocalarımız, sanayiden deneyimli dostlarımız ve öğrenci arkadaşlarımız bulunuyor. Hepimiz derneğimizin öncesinde çeşitli benzer platformlarda beraberce çalışmış ortak amaçlarımız üzerinde çokça konuşmuştuk. Deneyimlerimizi, birikimlerimizi nasıl çevremize taşıyabileceğimizi düşünceden bir basamak yükseltip eyleme dökmeye ve örgütlenmeye karar verdik, teker teker bir araya geldik ve geçtiğimiz şubat ayında derneğimizin kuruluş çalışmalarına başladık, iki ay içinde de derneğimizi kurduk.
Amacımızı, çevre ve sürdürülebilir kalkınmanın temel konu ve ilkelerinin daha geniş kitleler tarafından anlaşılmasının sağlanması, benimsenmesi, uygulanması, bu konuda bilgi ve bilinç ve farkındalık geliştirilmesi ve adımızı aldığımız Egemizde bu tür çalışmalara liderlik edilmesi olarak belirledik. Aynı hızla da projelere aktivitelere başladık.
Tabi temel aldığımız sürdürülebilirlik çok geniş bir kavram, içinde yalnız çevre boyutu yok bunun yanında ekonomik sosyal boyutları da var. Biz dernek olarak bu geniş perspektif içerisinde yöremizin ihtiyaçlarını sahip olduğu zenginlikler ile harmanlayıp kapsamımızı oluşturan konularda farkındalık, bilinç ve hatta talep yaratan projeler geliştiriyor ve uyguluyoruz.
Öncelikli tema olarak gıda konusunu seçtik. Bir kere gıda hayatta kalmak için olmazsa olmaz gereklilik. Ekonomimizde ve kalkınmamızda çok önemli yeri var. Aynı zamanda kültürel kimliğimizin de önemli bir parçası ve nesiller boyunca deneyimlenen ve sözlü tarih şeklinde günümüze taşınan bir birikim , bir zenginlik, bir kültürel farklılık. Tüketimine göre insanların sağlığını direk olarak olumlu veya olumsuz etkileyebilme gücüne sahip. Tüm bunların yanında üretim ve tüketim süreçlerinde bağlı olarak kaynaklarımızın tükenmesine biyoçeşitliliğin azalmasına neden olabilecek olumsuz çevresel etkilere sahip çok önemli bir olgu. Bu özelliklerinden dolayı gıda sürdürülebilirliği konusunun gerek ulusal gerekse uluslararası açıdan çok önemli olduğuna ve bu konuda Dernek olarak göstermemiz gereken çabaların bulunduğuna inanıyoruz.
Biz de bir sivil toplum örgütü olarak toplumsal tabanda yaratılan iyi amaçlı mikro değişimlerin zamanla toplumsal büyük değişimlere ve olumlu sonuçlara döneceğini bilincindeyiz. Bu amaçla yöremizdeki ailelere ulaşmayı amaçladık. İlk olarak aileler arasında sürdürülebilir bir beslenme bilincinin oluşturulması sorunların çözümünde fayda sağlayacağı gibi bu olumlu hareketlerin yaygınlaştırılmasının da bir değişim rüzgarı yaratacağı da açıktır.
Bu amaçla özellikle giderek şehirleşen ve hazır işlenmiş gıdalar tüketen, daha çok hareketsiz olmakla beraber daha yoğun ve hızlı bir yaşam tarzı sürmeye başlayan yeni nesillerin arasında dikkat çekmeye, farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar yapacağız.
İlk projemiz yöremizde gurme turizm potansiyeli yaratmaya yönelik olacak. Özelikle İzmir yarımadası özgün coğrafi gıda ürünleri, iklimi ve gıda çeşitliliği ile buna çok uygun. Yöremizde sürdürülebilir beslenmenin temellerinden birisi olarak kabul edilen Akdeniz tarzı beslenme özelliklerini oluşturabilecek gıdalara kolaylıkla ve ucuza erişilebiliyor. Yarımada da çeşitli meyve ve sebzelerin yanında zeytin, üzüm, yeşil otlar, Enginar, çeşitli eterik bitkiler, sakız ve çiçek üretiliyor. Kaliteli zeytinyağları, şarabı, mandıra ürünleri, deniz ürünleri kolayca ve bolca bulunuyor. Tüm bu ürünler Akdeniz diyetinin temel yapı taşları olduğu gibi gurme turizminde en çekici bileşenleri. Biz bu iki olguyu birleştirdik. Gurme turizm faaliyetleri düzenleyerek insanları akdeniz beslenme tarızna çekeceğiz.
İlk olarak yüzyılların birikimi olan sözlü tarih şeklinde nesillerden nesillere aktarılan yöresel mutfağın envanterini çıkaracağız. Bu envanteri oluşturan yemekleri bir mutfak atölyesinde Urla’nın sakinleri ile beraber bir zanaatkar dikkati ile çalışacak öğreneceğiz. Tabii sonrasında da tüm bunları geniş kitlelere öğretecek ürünlere de ticari kimlik kazandıracağız. Hem varlıklarımızı kayıt altına alıp yaşatacak hem de yaygınlaştırılmasını sağlayacağız. Proje çıktımız bir kitap olacak, ama onunla yetinmeyip özellikle sosyal medyada paylaşımlarla bir çekim oluşturmayı planlıyoruz. Kentlerde yaşayan beslenmesindeki yanlışların farkında olan ama düzeltecek yolları bir türlü bulamayan kitlelere çözüm sunmayı böylece yöredeki ürünlere, geleneklere ve yemek kültürüne de talep yaratmayı hedefliyoruz. Bunun sonucunda geleneklerimiz yaşatılırken talebi karşılamak için oluşacak arz da yörenin sürdürülebilir kalkınmasına destek olacak. Bu projemizde Urla belediyesi ortağımız, Urla Kaymakamlığı, Yaşar Üniversitesi, Zeytincilik Araştırma Enstitüsü, Sürdürülebilirlik Akademisi, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ve İzmirli Sanayici ve İşadamları derneği destekçilerimiz.
Yarımadamızda yapılan ve yapılacak olan tüm şenliklere etkinliklere katılıyor ve organizasyonlarında görev alıyoruz. Urla Bağbozumu Şenlikleri başta olmak üzere diğer sürdürülebilir tarım ve sürdürülebilir turizm ile ilgili her türlü aktivitede hep beraber olacağız. Enginarı, patlıcanı ağaçta yetişiyor sanan, sakız denilince aklına çiklet gelen ve alışverişlerin sadece AVM’lerde yapıldığını düşünen, köy pazarlarından çekinen ve korkan yeni nesillerin kırsala karşı oluşturulan olumsuz algılarını yıkmak hepimizin görevi. Yoksa çok da uzak olmayan bir gelecekte kültürel renkliliğimiz ve çeşitliliğimiz daha çok tekdüze küresel tüketim eğilimleri altında azalacak. Yeni oluşan küresel kültürler de monoton yapılarını uzaklardaki renkli dünyalarla dolu elektronik ekranlara bizleri hapsederek gizleyecekler.
Yemek kültürümüz bizim en önemli toplumsal kimliklerimizden birisidir. Ege Sürçed olarak bu kültürün korunmasını sağlamak, kırsalın ve yerelin katkısını artırmak, çeşitliliğini korumak , geçmişten gelen birikimi yeni nesillere aktarmak şu an için en önemli misyonumuzdur.
İtalya, Fransa, İspanya ve Yunanistan’ın çok başarılı şekilde uyguladığı gurme turizmin tüm enstrümanları yöremizde de bulunuyor. Onlardan farkımız çok geniş coğrafyalardan gelen mutfak kültürümüz ve farklı yerel motiflerimiz olduğunu düşünüyoruz. Eğer bu değerleri bütünleştirebilirsek çok önemli kazanımlar sağlayabiliriz. Bu varlığı göz önüne getirmek ve geniş kesimlere duyurmak için çabalarımıza devam edeceğiz.
Leave a Reply